22 Haziran 2014 Pazar

Ana- Oğul- Kutsal ruh

İsa'yla Meryem yol alırken bulutların üstüne doğru, Meryem bir sigara yaktı. İsa dilini bakire annesinin kadınlığında dolandırırken Meryem zevkten inliyor, gözbebeği alnına doğru yol alıyordu. İsa annesine zevk vermekten çok mutluydu.
Meryem sordu:
- Baba nerede oğluşum?
- Baba öldü, ben öldürdüm, anne sadece benim.
- Anneye böyle yapılmaz ama anne sikilir mi?
- Anneyi istiyorum, seviyorum onu.
- Tamam oğluşum, yala anneyi! Anne senin em onu.
- Annem...
- Oğlum, İsa'm, bakire amımın verimli meyvesi.
Meryem aldığı zevkten, İsa'ysa verdiği zevkten dört köşe olmuşlardı. İsa orta parmağını Meryem'in erkeklerden -en çok da kendi erkeğinden- intikam almak için kullandığı götüne yöneltiyor. Meryem'in tedirgin barsak kasları zorlasa da teslim ediyor kendini oğluna. Bütün bedenini ve ruhunu...
Tarihin yeniden adlandırıldığı, zaman diliminde yeni bir yarık açıldığı bir dönemdi. Bu olay olurkensonsuzu ikiye böldü, bakire Meryem'in organını ikiye yarıp da gün yüzüne çıkan İsa'nın doğumu, İsa'dan önce ve İsa'dan sonra diye.
İsa birçok insan için sadece takvimden veya kutsal kitaplardan fışkıran bir figür olabilir ama benim için o kadar basit değil. Çünkü ben oradaydım. Bu konuşmalar olurken kalbim beni de ikiye ayıracaktı solum biraz daha az olacak biçimde. Çünkü ruhun insanın neresinde olduğunu arayan Doktor Faust, ruhun nerede olduğunu bulamasa da, söylemişti bana kalbin sola daha yakın olduğunu. Oidipus nasıl yaptı bu işi görmedim ama İsa'nın babasını öldürüşünü gördüm ve annesini bağladığı çarmıhta zevkten nasıl uçurduğunu. Hayır, zorla yapmadı bunu İsa. Belki de sadece kaderi gereği öleceği yerde öldürdü babasını. Annesi hiç üzülmemişti buna. Kadınlığı -zevkten ıslanmamıştı hiç- kuruyordu her geçen gün. Ortadoğu halkları kuraklığın ne demek olduğunu iyi bilir ve çamurdan yaratıldığını da.
Bir bakıma yaratılışı kuruyordu Meryem'in, bütün ilahlar çekiliyordu topraktan çekilen su gibi. Ve İsa peygamberdi, Meryem'in zevk suyuyla çamur kıvamına gelen organında yarattılar kendilerini, ilahlar. Kaç kişiye Tanrı armağan etti bilmem ama Meryem'in bir Tanrı'sı vardı artık.
Sonra çekti gitti İsa, belki başkalarına da Tanrı hediye etmek için belki de kendi Tanrı'sını aramak için, bir kaç adamın peşinden.
Aradan kaç yıl geçti bilmiyorum ama bu olayın olduğu yerde gerildiği çarmıhta işkence edilirken gördüm İsa'yı. Son sözlerini duymak istemedi kimse veya istedikleri gibi duydular; babasına yalvardığını, Meryem'le yaşadıkları için af dilediğini söylediler. Ben oradaydım işte, bunların hiçbiri değildi söylediği. Bir şiir okumuştu, bilinmeyen zamanlara ait. Ondan önce defalarca okunmuştu ve ondan sonra da okunacaktı...

Ve Tanrı,
Yok ettiğinde cehennemi;
Hepiniz yalvardınız köpek gibi
Elbirliğiyle kurulsun diye.
Kendi cehennemimizden kurtulmak için
Defalarca yaktınız o ateşi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder