26 Nisan 2014 Cumartesi

Boş ve dolu

Bir boş
Ve bir dolu.

Bir ölü
Ve bir can.

Sigaramı ızgaraya fırlattım,
Dolu yerden sekti, boşluğa düştü.

Bedenimi dünyaya fırlattılar
Canın içinden geçti, ölüye düştü.

Martılar çok üşüyor

Sıkılmayacağım bir yer arıyorum.
Bu yüzden dolaşıyorum sık sık,
Bir yerde oturamıyorum sürekli.

Huzur bulacağım bir insan arıyorum.
Bu yüzden tanışıyorum sık sık,
Misafir oluyorum, sonra gidiyorum.

Altına dönüşecek sanıyorum, gözyaşlarım
Ve gülmeyen dudaklarım eşsiz bir tabloya.
Ikisi de olmuyor ikisi de anlamsız.

Biniyorum vapura gözyaşlarım kuruyor
Ve bilmediğim bir ifadede donuyor yüzüm.
Kalktığı yere geri dönüyor vapur.

Beni bırakın da
Yerküre ısınsın bir an önce
Martılar çok üşüyor...

22 Nisan 2014 Salı

Nasıl yazmazdım?

Tam bir şair gibisin dedi
Sikine düşkün ve
Yazmak için melankoli yaratan
Ama şiirlerinde bundan hiç bahsetmeyen.

Kalemim kırıldı o an.
Ağaçlar kağıt olmadı bir daha
Şiire olan inancımı kaybettim,
Bana ait bir gerçeği öğrendiğimde.

Gerçeği mi değiştirdim?
Şiirleri yahut kendimi mi?
Bilmiyorum ama öğrendim ki
Gerçeğe de bir değer biçilebiliyormuş.

Sırf bana bunu öğrettiği için
Aşık olabilirdim bu kadına.
Sırf güldüğünde gamzesini görmek için
Yazmaktan vazgeçebilirdim.

Fakat şiir olmaktan vazgeçip
Asil yalnızlığına gömülen bu kadına
Nasıl bir şiir yazmazdım?